29 Mart 2017 tarihinde Birleşik Krallık tarafından verilen Avrupa Birliği’nden çıkış kararı sonrasında, ayrılmanın nasıl ve ne zaman olacağı hakkında görüşmeler sürmekte. Bu karar sonrasında AB ile Birleşik Krallık arasında süregelen ticaretin nasıl etkileneceği ise, hala belirsizliğini koruyor. Öngörülen plana göre ayrılmanın etkileri, 2019 Mart ayından itibaren belirginleşecek. Ancak, Gümrük Birliği kapsamı dışına çıkacak olan Birleşik Krallık ile AB arasındaki eşya dolaşımının, hangi kurallar kapsamında sürdürülebileceği belirsizliğini koruyan önemli başlıklar arasında yer alıyor.
Gümrük Birliği içerisindeki AB üyesi ülkeler; birbirlerinin mallarına gümrük vergisi koymamayı, Gümrük Birliği dışındaki ülkelerin ürünlerine ise, ortak dış gümrük vergileri uygulamayı kabul ederler. AB dışındaki ülkelerden yapılacak ithalatlar, tüm AB ülkelerinde aynı miktarda vergiye sahiptir. AB ülkeleri arasında yapılan ticaret, gümrük vergisinden muaftır. Ancak, referandumun yapılmasındaki gerekçelerden birisi de; İngiltere’nin AB müdahalesi olmaksızın, diğer ülkelerle olan ticaret anlaşmaları hakkında bağımsız karar vermesine izin vermekti.
Brexit kararı sonrasında gümrük beyannamelerinin, yılda 225 milyon USD olarak önemli ölçüde artması bekleniyor. Ayrıca, karardan 1 yıl sonra AB ile anlaşma sağlanamaması halinde gümrük kontrolünün artışı ile birlikte, sınır görevlilierinin istihdamında da bir artış gözlemlenmesi öngörülüyor. Yapılan araştırmalar sonucunda, uygun gümrük sisteminin kurulumunda görev alacak ilave 5000 personel maliyetinin, 800 milyon pound olacağı belirlenmiştir. Ek olarak, bu sistemin dönüşümü ve ithalat/ihracat iş akışının istenilen seviyeye ulaşması için ise, 5 ila 7 yıl arasında bir zamana ihtiyaç duyulacağı tespit edilmiştir. Ancak İngiltere’nin, böylesine büyük değişiklikler ve geçiş sürecinde ihtiyaç duyacağı kaynaklar için, gereken zamana ve hazırlığa sahip olmadığı yönünde endişeler mevcuttur. Böylesi bir durumda, karayolu trafiğinin Dover Limanı ve Channel Tüneli’ne yönelecek olması, kamu yetkililerinin karşı karşıya kalacağı trafik artışı ve gümrük işlemlerindeki aksaklık gibi problemlerin doğmasına yol açacaktır. Bu tür darboğaz durumlar, bozulabilir malların kullanılamaz hale gelmesi ve acil sevkiyatların gerçekleştirilememesi gibi sonuçlara mal olabilecektir.
Eğer Brexit kararının arkasında durulursa; European Single Market ve Gümrük Birliği anlaşmalarının İngiltere kapsam dışı bırakılarak devam ettirilmesi gerekecektir. Bu yaklaşım, İngiltere’nin olası yeni gümrük sistemi ve ilave sınır görevlisi istihdamı için ihtiyaç duyacağı finansmanın kaynağında problem yaşatabilir. İngiltere’nin, AB ile arasındaki mal, hizmet, sermaye ve işgücü dolaşım serbestliklerinin, İngiltere menşeli yüklere uygulanacak vergi vasıtasıyla ortadan kalkması söz konusudur.
AB Üyesi Ülkeler |
Norveç |
İsviçre |
Kanada |
Türkiye |
Dünya Ticaret Örgütü |
|
Single Market Üyeliği |
Tam |
Tam |
Kısmi |
Yok |
Yok |
Yok |
Gümrük Vergisi |
Yok |
Yok |
Yok |
Kısmi |
Var |
Var |
Serbest Dolaşım |
Tam |
Tam |
Tam |
Yok |
Yok |
Yok |
Gümrük Birliği |
Tam |
Yok |
Yok |
Yok |
Tam |
Yok |
AB Bütçesine Katkıda Bulunma |
Tam |
Tam |
Tam |
Yok |
Yok |
Yok |
Tabloda gösterilen anlaşma, muafiyet ve sorumluluklar ışığında, İngiltere’nin özel bir kapsamda değerlendirilmesi araştırılıyor. Hafifletilmiş bir Brexit modelinin uygulandığı Norveç, İzlanda ve Lihtenştayn ülkelerindeki örnekler doğrultusunda, AB ülkelerinin yararına işleyecek bir anlaşma türünün belirlenmesi mümkün olabilir. Kararın uygulanmaya başlamasıyla birlikte mevcut hakların korunması. yalnızca vergiye tabi uygulamalarla mümkün olabilecek ve İngiltere, artık Avrupa Konseyi’nin kararlarına dahil olmayacak. Bu yöntem, 2019 Mart ayından evvel yapılması gereken düzenlemeler hakkında oluşan endişeleri azaltmaya yarayabilir.
Birleşik Krallık’ın, AB ile ilişkilerinin yeni bir zemine oturtulması için oraya konulan seçeneklerin tartışıldığı ortamda, en iyi koşulların değerlendirilmesi amaçlanıyor. Bu amaç doğrultusunda müzakerelerde kritik rol oynayacak unsur ise, sınırların hakimiyeti olacaktır. Yukarıdaki tabloda belirtildiği üzere, mevcut yaklaşımların rehber niteliğindeki uygulamaları ve yönetimleri mevcuttur. Bununla birlikte Birleşik Krallık’ın, AB’den ayrılmasıyla ilgili kesin kararı yürürlüğe koymasıyla, küresel ticaret uygulamalarının üzerinde mutlak değişiklikler yapılma gerekliliğine dair kuşku bulunmamaktadır. Henüz uygulamada bir farklılık görülmese de, öngörülen ayrılış tarihi olan 2019 Mart ayına kadar köklü değişikliklerin yapılacağı aşikardır.