SORU SORMA SANATI

IN ENGLISH

GERÇEĞİ KEŞFEDİN

Bilgi ve iletişim çağında olmamız sebebiyle süregelen sorunların birçoğu, iletişim problemlerinden kaynaklanmaktadır. Sağlam bir iletişim köprüsünün kurulabilmesi, doğru ve iyi yapıya sahip sorularla mümkündür.

Soru; bilgi toplamak, test etmek ve araştırma yapmak amacıyla, cevap arayan cümle anlamına gelmektedir. İyi sorular; doğru geri bildirimlerin alınmasına, nitel ve nicel bilgilere erişilmesine yardımcı olur.

Doğru soru sorma sanatı, derin algıların kazanılmasına, bilinçli kararların alınmasına ve etkili çözümlerin geliştirilmesine doğrudan etki etmektedir. Doğru soruların sorulması için, temel soru tiplerinin bilinmesi zorunludur.

A.     SOKRATİK YÖNTEM (SOCRATIC METHOD)

Bir sorunun cevabı, keşfedilecek daha fazla soruya yol açabilmektedir. Bu nedenle, konuyla ilgili tüm cevapları arayabilecek soruları sormak gereklidir. Sonunda, önceki tüm cevapları içerecek ve yeni bir soruyu gerektirmeyecek bir cevap ortaya çıkacaktır.

Gerçeği keşfetmek için uygulanan bu yöntem, aslında yüzyıllardır bilinen bir soru sorma tekniğidir. Antik Yunan filozofu Sokrates’in adını taşıyan bu yöndem, “Sokratik Yöntem” olarak adlandırılır. Sokrates, en mantıklı cevabı bulana kadar, dinleyicilere soru sormaya devam etmekteydi.

Sokrates’in insanlığa armağan ettiği  bu sorgulama yöntemi, insanları; yanıtları ve fikirlerin temel aldığı inançları keşfetmeye yönlendirmektedir. Sokrates’in kullandığı tekniklerden biri; soruyu ifadeye dönüştürerek, birbirleriyle ilişkilendirilmiş soruları zincirleme olarak sormaktır.

Örneğin bu yöntem; “Dünya neden dönüyor?” sorusu yerine “Dünya’nın döndüğünü düşündüğünüze göre, bu düşüncenizin sebebi nedir?” sorusunu sormayı öngörmektedir.

Özetlemek gerekirse; Sokratik Yöntem, temeldeki inanış ve fikirlerin kilidini açmaktadır.

B.     DÜŞÜNCE ÖĞRENME SORULARI (PROBING QUESTIONS)

Bir düşünceyi öğrenebilmek adına gösterilen çabanın, ne kadar zahmetli olduğunu ve kusursuz yapıda bir soru yapısına sahip olması gerektiğini keşfetmeyi sürdürüyoruz.

Nitekim, öğretmenlerin öğrencilere sorduğu sorular üzerine yapılan araştırmalar sonucu; bu soruların %60’ını yalnızca olguların hatırlanmasını gerektirdiği, yalnızca %20’sinin öğrencilerin düşünmesi gerektirdiğini ortaya çıkarmıştır.” (1-)

Düşünce sorgulama soruları; algılarımızın ortaya çıkarılmasına ve bildiklerimizi açıklayabilmemize yardımcı olur. Adeta bir soğanın yapraklarını soyarcasına ilerleyen bu süreç, gerçeğe ulaşılana dek soru sormak marifetiyle sürdürülür.

Düşünce sorgulama sorularının uygunlamasında, aşağıdaki sıralama izlenmelidir;

  • Açıklama (durum tanımlanır)
  • Eleştirel farkındalığı Artırmak (Konuya dikkat çekmek)
  • Yeniden odaklanma (Bir sonraki adımda yapılacak hamleyi tasarlayın)
  • Telkinde bulunma (İpucunun giderek artırılmasıyla öğretim)
  • Başka bir kişiye yönlendirme (Başka bir kişiden geri bildirim alma)

Bu soru kurgulama türünde; konuya başkasının bakış açısından yaklaşımda bulunma ve farklı bir bakış açısının varlığından haberdar olma durumu esastır. Örneğin; “Konu hakkında biraz daha bilggi verebilir misin? Bu durum seni nasıl etkiledi?” şeklinde kurgulanmış bir soru, konunun özüne ulaşılması için kişilerin konu hakkındaki ana fikrinin keşfedilmesine yardımcı olacaktır.

C.     AÇIK VE KAPALI UÇLU SORULAR

Kapalı uçlu sorular, kısıtlı cevaplara sahip olan ve genellikle evet veya hayır olarak cevaplandırılan sorulardır.

Açık uçlu bir soru, kabul edilebilir birçok cevap ile yanıtlanabilir. Açık uçlu sorular, konuyu detaylandırma fırsatı sunar. “Bu projedeki deneyiminiz neydi?” sorusu, konu hakkında öznel fikirleri açıklatmaya yönelik olduğu için, açık uçlu soru yapısına örnektir.

D.     İFADELER VE SORULAR

İfade, soruların yapısında kritik rol oynamaktadır. İyi bir soru, cevabı içinde barındırır ve cevaplayısının rahatlıkla kendisini ifade edebilmesini sağlar. Bu noktada en önemli husus, soru yöneltilen kişinin algısını belirleyip, anlaşılır biçimde cümleler kurmak ve mümkün olduğunda bilgi toplamaktır.

İfadeler, yönerge ve emir kipi içerdiği takdirde, bilgiyi kısıtlayabilir. Bu aşamada; cevaplayıcı kişiyi anlatmaya zorlamak yerine, cevaplayıcıdan konunun anlaşılabilirliği adına yardım talep edilmesi daha etkili olacaktır. Örneğin;

E.      DÜŞÜNME ZAMANI

Soru sorulduğunda cevap için yeterince süre verilmemesi; verilen yanıtın etkisi ve geri bildirimin kalitesi üzerinde doğrudan etkilidir.  Çünkü beynin yapısı; beklenmedik sorularda, bulunduğu kriz durumundan kurtulmak ve cevaplayamayacağı soruları geçiştirmek üzerine kuruludur. Kişinin kendisini rahat hissedeceği bir ortamda ve sürede soruları cevaplaması sağlanmalıdır.

Bir eğitim araştırmacısı olan Mary Budd Rowe, 1972 yılında; liselerde öğretmenlerin öğrencilere soru sorduktan sonra izin verdiği düşünme süresi konusunda araştırma yaptı.

Öğretmenlerin çoğunun ortalama cevap bekleme süresinin, 1.5 saniyeden az olduğunu tespit etti. Ayrıca, cevap bekleme süresinin en az 3 saniyeye artırılması durumunda; yanıtların uzunluğunda, öğrencilerin katılımında ve yanıtların doğruluğunda artış gözlemlemiştir. Varılan en önemli sonuç ise, öğrencilerin test sonuçlarındaki başarı oranının artışı oldu. ” (2-)

Düşünülmüş ve kaliteli bir yanıt alınması, düşünmek için yeterli zamanın sağlanmasıyla mümkündür. Sonuç olarak; cevap vermek için değil, anlamak için dinlemek gereklidir.

F.      DOĞRU SORUYU SORMAK

     Doğru soruyu sormak, güçlü sorgulamanın en önemli yapı taşıdır. Doğru soruyu sorabilmek için, söylenenleri çok iyi dinlemeye odaklanmak gereklidir.

Soru sormak; bilgiyi edinmek için destekleyici bir karşılıklı konuşmayı kurgulayarak, adeta bir hazineye ulaşmak için yapılan kazı gibidir.

G.     GÜÇLÜ SORULAR

Güçlü soru sorma sanatı, eğitmenliğin kazandırdığı özelliklerin temelinde inşa edilir. Eğitmenlik/koçluk, tamamen keşfetmek, öğrenmek ve değişimi esas alır. Aslında eğitmenlik, öğrenirken öğretmeyi kural kabul eden bir yaşam biçimidir.

Ancak, soru sormanın etkisini; tutum, düşünce yapısı, konuşmanın hızı ve zamanlama belirlemektedir. Bir eğitmen/koç, sorunun etkisini belirleyecek hususların her zaman bilincinde olmalıdır.

Eğitmen/koç; kendisini rahat hissetmeli ve doğru/yanlış cevap verme baskısını yaşamamalıdır. Eğitmen/koç, sorulara varsayımlardan arındırılmış cevaplar vermelidir. Bir cevabın anlamının açıkça anlaşıldığından emin olunmalıdır. Bu sayede, gerektiği takdirde daha fazla sorgulamanın önü açılacaktır.

SORU SORMA KÜLTÜRÜNÜN OLUŞTURULMASI

Sorular; strateji, vizyon ve bağlı olunan değerleri keskinleştirir. Böylece, değişim kapasitesi artırılır. Bir merak ve keşif kültürü yaratmak; insanları güçlendirir, yaratıcılığı teşvik eder, inançların altında yatan sebeplerin değişimini destekler.

Güçlü eğitmenlik/koçluk soruları oluşturmak için bazı ipuçları şunlardır;

  • Dikkatinizin dağılmadığı ve rahat hissedeceğiniz bir ortam oluşturun
  • Söylenenleri dikkatle dinleyin
  • Düşünmek için yeterli zaman verin
  • Daha fazla anlam ve açıklık kazandırmak için sorular sorun, konuyu detaylandırın
  • Soruların içeriğinde yargı ve varsayım bulunmadığından emin olun
  • Öğreniciler tarafından sorulan soruları nasıl cevaplayacağınıza ve sizden çözüm aradıkları konuya odaklanın

 

Kaynakça

  1. http://www.lamission.edu/devcom/ProbingQuestions.htm
  2. https://www.scoe.org/blog_files/Budd%20Rowe.pdf

 

 

 

Bir yanıt yazın